21 Haziran 2021 Pazartesi

Söyleşi 8

 





İLK GÖZ AĞRISI (17) : Batıkan Köse ve “Şahsi Düşler ve Onur Kırıcı Gerçekler”

Edebiyat ortamımız, ülkemizin diğer ortamlarından farklı değil. Yani, kaos hakim. Çok fazla kitap yayımlanıyor, eleştiri yok denecek kadar az ve sair. Bunlar hepimizin bildiği şeyler. Ve fakat ne şekilde, nasıl olursa olsun ilk kitabın heyecanı da ayrı. Hem, kağıt oyunu oynayanlar bilir; ilk elin günahı olmaz. İlk kitaplar da, tıpkı sonrakiler gibi, kusurlarıyla güzeldir. Kendimize ait, bize kendi yolumuzu açacak güzel yanlışlarımız olmazsa ne anlamı var yazmanın?

Bu ve benzeri düşüncelerden hareketle ilk kitaplarını çıkarmış yazarlarla söyleşi yapma fikri gelişti. İlk kitabını çıkarmış her yazara sorulabilecek ortak sorular belirlemeye çalıştım. Samimiyetle sorulan sorulara verilecek sahici cevaplar, belki, ortak dertlerimizi anlamaya, birlikte düşünmeye vesile olur. Hiçbir şey olmasa bile, bir yazar dostumuzun ilk göz ağrısının heyecanını paylaşmış oluruz.

Onur Çalı 

 

 

Kitapsız bir hevesli olmaktan kitaplı bir yazar olmaya giden süreç nasıl gelişti?

Sevdiğim yazarlarınki gibi öyküler yazmaya çalışarak kendi anlatabileceğim konular bulmaya çalıştım. Bu epey bir zaman aldı. Öykülerimi birkaç dergiye yolladım. Yazdıklarıma güvenmeye başlayınca da bir dosya hazırladım. Ayrı ayrı öykülerin bir kitap olabilecek olgunluğa nasıl gelebileceğini öğrendim. Ve kitaplı bir yazar oldum.

 

Yazma uğraşını neden başka bir türde değil de öyküde yoğunlaştırdın?

Anlatabileceğim konuları en iyi işleyebileceğim türü seçtim. Daha çeşitli olaylar anlatmak, birkaç sayfada daha farklı karakterler anlatmak istedim. Elimdeki malzemeyi öykü yazmak için kullandım. Kendime öyküde daha fazla güveniyorum.

 

Yayınevini nasıl belirledin? İlk kitabın yayımlanma sürecinde neler çektin?

Dosyamı hazırladığımda Çağdaş Türk Edebiyatı kitaplarını yakından takip ettiğim İletişim Yayınlarını seçtim. Kitabın yayımlanma sürecinde hiçbir şey çekmedim. Bu benim için çok öğretici ve zevkli bir süreç oldu.

 

Kitabı yayıma hazırlama sürecinde sana yol gösteren, yardımcı olan bir editörün oldu mu? (Eğer olduysa, editöründen razı mısın?)

Levent Cantek’in bana çok yardımı oldu. Bana yol gösterdi. Kitabın hazırlanma sürecinde çok şey öğrendim.

 

İlk kitabınla hayatında neler değişti? Neler ummuştun ne buldun?

Kitabımın çıkması kendime daha fazla güvenmemi sağladı. Bir şeyler üretebileceğimi gördüm. Yazma isteğimde bir düşüş olmasından korkuyordum. Aksine yazma isteğim daha da arttı. Sürekli daha iyisini yapmaya çalışıyorum. Kitabım hiç çıkmamış gibi daha fazla çalışıyorum.

Telifini alabildin mi/alabilecek misin?

Tabi ki aldım.

 

Dergiler için edebiyatın mutfağı denir. Sen salona, misafirlerin karşısına çıkmadan önce mutfakta ne kadar zaman geçirdin?

Dergilerde sadece birkaç öyküm yayınlandı. Mutfakta zaman geçirdim diyemem. Öykülerimi bir bütün olarak düşündüğümden ayrı ayrı dergilere göndermeyi uygun bulmadım. Dosyamı geliştirmeye çalıştım.

 

Kitabın yayımlandıktan sonra yakın çevrenin ve ailenin yazmak/okumak uğraşına bakışları değişti mi? Yazıyla ilişkinde ciddi olduğuna ikna oldular mı? Kitap sana bir özgürlük alanı ya da dokunulmazlık zırhı kazandırdı mı?

Kitabım çıktıktan sonra ailem yazıya harcadığım zamanı daha normal karşılamaya başladı. Arkadaşlarım beni sürekli notlar alan biri olarak tarif ederdi. Artık sürekli notlar alan bir yazar olarak tarif ediyorlar. Pek bir şey değişmedi. Yazmak konusunda kitabı yayımlanmamış Batıkan’a göre daha çok ciddiye alındığımı söyleyebilirim.

 

Peki, bundan sonra?

Neyi yapıp neyi yapamadığımın daha çok farkındayım. Daha iyi olduğuna inandığım öyküler yazıyor ve nasıl daha iyi anlatılabilirdi diye durmadan çabalıyorum.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder