31 Aralık 2023 Pazar

ARALIK 2023 İZLENCESİ

 



The Holdovers: Çok sevdim. Alexander Payne. Sideways'de verdiği tada benzer bir tadı damağımda bıraktı. Ara ara izleyeceğim filmlere bir yenisi eklendi.

Cocktail: Tom Cruise ve Elizabeth Shue. En sevdiğim oyuncular. Gözü yükseklerde bir barmen. böyle filmlere bayılıyorum.

Force Majeure / Turist: Oslund filmi. Yeniden izledim. Şu durumu Amerikan filmi diyaloglarıyla birleştirmek gerek.

Best in show: Yine izledim. Yine sevdim.

Calvary: Daha iyi anlatılabilirmiş. Eh.

Donnie Darko: Yine izledim. Yine sevdim.

Half Nelson: Sevmedim.

Ice storm: Vasat.

In this corner of the world: Eh.

Old man and gun: Sevmedim. 

Sin city: Yine izledim. Eskisi kadar sevemedim.

Amelie: Yine izledim. Her izlediğimde daha az seviyorum.

Talladega nights: Üç sahnesi epey keyifli.

Wonka: Beğenmedim. Düş gücünü herkes perdeye taşıyamıyor.

Saltburn: Beğenmedim. Bir sözü yok.

Rebel Moon: Beğenmedim. Yeni bir şey söylemiyor, söylemeyecek.

Blue Eyed Samurai: Beğenmedim. The Last Airbender ve Samurai Champloo karışımı. Biraz Cowboy Bebopvari diyaloglar vs.

Maestro: Beğenmedim.

Leave the World Behind: Hiç beğenmedim.

Godland: Sevmedim.

Anatomy of A Fall: Sevmedim.

2 Aralık 2023 Cumartesi

KASIM 2023 İZLENCESİ

The Boy and the Heron: Miyazaki'nin en iyi işi olabilir. Sürreal, şiirsel ve vurucu. Çok beğendim.

Killers of the Flower Moon: Tatmin etmedi.

Straw Dogs: Havada kalan yerler var. 

The Killer: Vasatın altında kaldı.

Bringing Out the Dead: Scorsese'den devam. Beğenmedim.

Gangs of New York: Scorsese. Vasat.

They Live: Geç oldu. Çok beğendim.

The Creator: Beğenmedim.

Scott Pilgrim Takes Off: Hayranları için şaşırtmacalar barındıran güzel bir iş olmuş. Beğendim.

Fargo: Muhteşem


1 Kasım 2023 Çarşamba

EKİM 2023 İZLENCESİ


Do Not Disturb: Edward Hopper tabloların içinde Cem Yılmaz.

Wes Anderson Kısa Filmleri

Poison: Merak uyandırdı. En beğendiğim bu oldu.

The Swan: Merak uyandırdı.

The Wonderful Story of Henry Sugar: Merak uyandıran yerleri vardı fakat bütünlük içinde sunulmamış. Sunulmak istenmemiş. 

The Ratcatcher: İlginçti.

The Continental: Keskin nişancı abi diğer karakterlerden daha ilginçti.

Pasajlar / Passages: Adele oynuyor diye izledim.

Our Flags Means Death: Sezon güzel başladı.

Take This Waltz: Sarah Polley filmi. Eh.

Kuru Otlar Üstüne: Güzeldi.

1 Ekim 2023 Pazar

EYLÜL 2023 İZLENCESİ

 

One Piece Live Action: Hiç olmamış.

Living is Easy with Eyes Closed: Beatles hakkındaki tüm filmleri izlerim. Bunu da izledim.

Backbeat: Beatles hakkında bir film daha. Beatles'ın eski üyeleri ve saç modellerinin çıkış noktası. Eski üyeler, günümüzden bakıp hüzünlenmece.

Easy A: Sevdiğim bir filmdi. Eyşan'la bir daha izledim.

New York New York: Martin Scorsese filmi. Böyle filmleri seviyorum. İlk yarım saati çok iyi. İlginç kadın erkek diyalogları girişte hemen bağlıyor. 

Fioanna and Cake: Adventure Time'ın paralel evrendeki halleri. HBO yani Max serisi. İlham verici olur diye izledim. Sevdiğim yanları oldu. 

Sex Education: Güzel başladı. Kötü bitti. Otis ve Maeve'i kavuşturmayan senaristleri kınıyorum.

Les Cinq Diables: Beğenmedim.

MUBI: Sayısız kısa film ve uzun metraj izledim. Dünyayı ilk defa ziyaret eden uzaylı titizliğiyle not aldığım epey kötü film vardı.

2 Eylül 2023 Cumartesi

AĞUSTOS 2023 İZLENCESİ


Futurama: Yeniden başladı. Dinamikler aynı fakat espriler yeterli değil.

Skies of Lebanon: Çekeceğim filme bir fikir verir diye izledim. 

Beef: İlk bölümün ilk beş dakikasının önüne hiç geçemedi. Vasatın altı. 

Inventing the Abbots: Böyle filmleri seviyorum. Liv Tyler ve Jennifer Connely için izlemiştim fakat film hoşuma gitti. Zengin güzel kızlar ve fakir yakışıklı çocuklar. 

Asteroid City: Wes Anderson yine yaptığını yapıyor. Her seferinde estetik alanı genişlerken hikayeyi daraltıyor. Çerçeveli hikaye anlatma tekniğini daha da abartmış. Favori Wes filmim olamayacak ama böyle bir film olması ilham verici.

Les Valseuses: İlginç. Masaya oturup bunu yazmaya karar vermek ilginç olmalı. 

Woody Allen: Birkaç filmine yeniden göz gezdirdim. Yazdığım şeylere epey ilham veriyor.

Elemental: Hiç beğenmedim.

Hannah Takes the Stairs: Greta oynuyor diye izledim. Beklediğim gibi çıkmadı.

Paper Moon: Beklediğimden çok çok iyi çıktı. Oscarlı çocuk oyuncu ve muhteşem diyaloglar.

2 Ağustos 2023 Çarşamba

Temmuz 2023 İzlencesi







National Theatre Live: Fleabag: Beğendim. Bölümlerin birbirine bağlantısı daha kuvvetli olabilirmiş. Merkezi biraz belirsiz buldum fakat keyif aldım. 

Guardians of the Galaxy Vol 3: Seri sonlandı fakat yeterince epik bulmadım. Daha iyi bir final olabilirdi. Rocket'ın geçmişi üstünden hüzünlü bir senaryoya ulaşılmış fakat doyurucu değil. İntikam havada kalmış. Espri dozu yer yer abartılı.

The Great Mouse Detective: Varlığını öğrenir öğrenmez izlediğim bir Disney animasyonu. Sherlock Holmes parodisi. Jackie Chan'in Shangai Knights filmi bundan pey etkilenmişe benziyor. Sevdim. 

Mission: Impossible - Dead Reckoning Part 1: Çok sevdim. Sinemada izlemek ayrıca keyifliydi. Tom Cruise'un sinemaya olan bağını görmek motive edici. Film serinin en iyilerinden biri olmayı başarmış. Yönetmenliğin de çok iyi olduğunu belirtmeliyim.

The Flash: İzlediğim en yüksek bütçeli en kötü filmlerden biri olabilir.

Oppenheimer: Beklediğim gibi çıkmadı. Nolan'dan en az bir twist beklerdim. Yapmadı. Tercih etmedi. Batman Begins'te kullandığı korku sahnesini yeniden aynı oyuncuyla kullandı. İlginç. 

Barbie: İyi bir gişe filmi değildi. Atmosfer bir hikaye içine oturtulmamış. Kötüler yeterince kötü değil. Hatta hiç kötü değil. Parodi ve Easter Egg önüne geçemedi. 

30 Haziran 2023 Cuma

Haziran 2023 İzlencesi



Platonic: Sevdim. Seth Rogen beni hep o sesiyle bir şekilde güldürüyor.

Black Mirror: 1. Bölüm: Truman Show esintileriyle dolu bir bölüm. 2. Bölüm: Katil Kim? Konseptiyle ilerlerken güzel bir twist barındıran yarı meta bir bölüm. 3. Bölüm: Solaris esintili, ters köşe. 4. Bölüm: Ünlülerin gizli yaşamı. 5. Bölüm: Gel dünyayı kurtaralım... Meh...

Punchline: Tesadüfen televizyonda denk gelip baştan sona film izlemeyi özlemişim. Komedyen olmaya çalışan bir ev hanımı. Geç destekçisi Tom Hanks. Çok keyif aldım. Havada kalan yerler olmasaymış herkesin bildiği filmlerden olabilirmiş.

Old Henry: Kovboy filmi, düşük bütçeli, Tim Blake Nelson için izledim. Evin altında sürünün düşan sahnesi hoşuma gitti.


9 Haziran 2023 Cuma

Mayıs 2023 İzlencesi


Air: Daha iyi olabilirdi. Chris Tucker'ı izlemek güzeldi.

Planet Teror: Yıllardır izlemiyordum. Bir şey kaybetmemişim.

Death Proof: Güzel yerleri var fakat yetmiyor.

John Wick 4: Trafik sahnesine, kurşun geçirmez ceketlerin kullanımına bayıldım. Jackie Chan tadı veren anlar vardı. Dinlenme sahnelerinin belirgin olması sıkıcıydı. Hafif bir Cowboy Bebop'lık vardı.

Barry: Bu kadar kötü bitmemeliydi. İlk iki sezonun hakkını veren bir final alamadık.

Ted Lasso: İşte hak ettiğimiz final. Keşke Ted'in hikayesi kariyer bakımından daha tatmin edici sonlansaydı. Son sezon Ted'in kendini geri çekmesi pek iyi olmadı. İlk iki sezona yakışmayacak derecede diyaloglar katmanlarını yitirdi. İnce söz oyunları kayboldu. Yine de umut dolu, iyimser, pozitif bir dizi olarak bende yeri ayrıdır.

1 Mayıs 2023 Pazartesi

Nisan 2023 İzlencesi





 Lost: 4. Sezonu bir daha izliyorum. Bugün böyle olay örgülerinin dizilerde olmaması üzücü. 

Ted Lasso: Final sezonu tüm hızıyla sürüyor. Hav hav.

Barry: Çok iyi.

Living: Tabii ki de Kurosawa'nın epey gerisinde. Filme bizi konuk etmesi gereken ve çerçeve inşa etmesi gereken kahraman öyküyü taşıyamıyor. 

18 Nisan 2023 Salı

Yazmak Hakkında





"Sokrat’ın yanından geliyorum. Akropolis’te oturup tartıştık.
Benim var olmadığımı kanıtladı. Moralim çok bozuk."
-Woody Allen


"Yazmak için yaşamak, duymak, halkı algılamak gerekir. .. Bir yazar için çok
gereklidir halkın içinde kalabilmek … Ve halkın değişimini algılamak …"
- Orhan Kemal


“Benim, şu dil konusunda, hastalık derecesindeki titizliğimi yakınlarım bilirler. Bir noktalı virgülün yanlış kullanılmasına bile dayanamazken, benimle hiç
ilgisi olmayan sözcüklerle, konuşma biçimiyle,
bana mal edilmiş diyaloglara nasıl dayanayım!”
-Nezihe Meriç


"Bütünün içinden kıpırtılarla geçen yarı yarıya gizlenmiş o mizah damarı benim yakalamayı amaçladıklarım ve başarılı olduğumu sandığım zamanlarda tutturduğum oranlara bakarak kendimi kutladığım şeyler arasında..."
-Washington lrving

17 Nisan 2023 Pazartesi

Kim bu Jane Gallagher ?


Çavdar tarlasında çocuklar kitabında az bahsedilmiş olsa da tüm okuyucular için merak konusu bir karakterdir Jane Gallagher. 

Holden'a göre, Jane kötü bir çocukluk geçirdi. 

Ailesi boşandı ve annesi ve üvey babasıyla birlikte yaşadı. 
Jane ve ailesi, Caulfield ailesiyle aynı mahalleye Cape Code'dan Maine'e taşındı. 
O ve holden romantik bir zaman geçirerek oyunlara, kitaplara ve film izlemeye bağlandı. 
Hazırlık okuluna gitmeden önce, Jane holden'a B.M.'ye gidebileceğini söyledi. Veya Shipley ve ondan beri Holden haber alamadı. 
Saxon Hall maçının gecesinde Jane, Holden'in oda arkadaşı Ward Stradlater ile buluşmaya gidiyor. Stradlater'a göre, ikisi de antrenör Ed Banky'den ödünç aldıkları arabada ilişkilerini sona erdirdi.
Jane hakkında bildiklerimiz bu kadar.

11 Nisan 2023 Salı

Neden Yazıyoruz?



"Bence temelde iki kişi için yazarsın. Öncelikle tamamen mükemmelleştirmek amacıyla kendin için, ki durum bu değilse ne ala, sonra da okuma yazma bilsin bilmesin, hayatta olsun olmasın sevdiğin kadın için."Arthur Mizener'e, 1950 Selected Letters, s. 694

Hemingway

"Bugün yine romanım üzerinde çalışacağım. Yazmak güç iş Max, ama hiçbir şey daha iyi hissettirmiyor."
Maxwell Perkins'e, 1938 Selected Letters, s. 474

Hemingway

"Bu aralar her gün çalışıyorum ve iyi gidiyor. Hayat çok durağan oldu. Yine de başka her şeyden daha eğlenceli. Hatırlar mısın yaşlı Ford [Maddox] nasıl da sürekli yazardı, [Joseph] Conrad yazarken nasıl acı çekerdi? Yapılacak iş değil vs. derdi. Sen de yazarken acı çeker misin? Ben hiç çekmem. Yazmadığım zaman, veya yazmaya başlamadan hemen önce anam ağlar; sonrasında da bomboş ve bombok hissederim. Fakat hiçbir zaman yazarkenki kadar iyi hissedemem."
Malcolm Cowley'e, 1945 Selected Letters, s. 604-605

Hemingway

"Çok komik bir kitap yazmak için önce büyük eziyet çekmek gerekir."
William B. Smith, Jr.'a, 1924 Selected Letters, s. 139

Hemingway

Bir Öykü Nasıl yazılır?




1. Bir öyküyü nasıl yazarsınız?

Şahsi sorulara şahsi yanıtlar vereceğim. Yazılmaz, yakalanır diyerek beni akıllı gösterecek bir tümceyle başlayacağım söze, böylece soruyu kendi istediğim yere çekeceğim. Hayatın içinde karşılaştığımız öykü; kapanlarla, tuzaklarla, oltayla değil kelebek ağıyla yakalanabilir ancak. 

2. Belli bir rutininiz var mı?

Sürekli yeni bir şeyler bulmaya çalışırken, başıma bin bir türlü bela alınca, öykü kendini yazdırmıyor. İnsan bir Chet Baker dinleyeyim, Woody Allen açayım, Beatles olsun, keyfim yerine gelsin diyor fakat sürekli bir şeyler dönüyor İstanbul'da.

Bilgisayarı yüksek çözünürlüklü ekranında sorunlarını çözmeye çalışırken alçak gönlünle kendinden bir şeyler karalıyorsun. Merak ederek sayfaları karıştırıyorsun, daha iyisini yazarım diyorsun, zaman tünelin çağın felaketleriyle dolarken hayatı bir yanından mandallayıp kurutmaya çalışıyorsun. 

Tam aklına bir şeyler geliyor derken ya mahallede bir çöp ev basılıyor, ya da kavga çıkıyor. Demliğin, vapurun, polisin düdüğü ötüyor. Tam tüm karmaşa bitti derken evde kahve bitiyor. Süt içeyim diyorsun süt de bitiyor. Bunlar olurken olay örgüsü sözcüklere emanet ilerliyor. Tuhaflıklar peşimi bırakmazken nasıl öykü yazacağım? İnsan kendini dinliyor, sayfalarca yazıyor, sonra onları bir çırpıda siliveriyor. Yeni metin belgesi açılıveriyor. Herkesin kaosu kendine.

Fox Kids Çocukları

 

Ülkemizde bir neslin gelişmesinde büyük katkı sağlamış kanal Fox Kids hala aklımızdan çıkmadı. Bazılarına göre çizgi filmler çok kaliteliydi bazılarına göreyse bu bizim nostalji sevdamızın bir sonucu. 

İşin aslına gelirsek çizgi filmler gerçekten kaliteliydi. Çünkü çoğu kaliteli işin arkasında kaliteli insanlar vardı. Başarılı bir komedyen ve oyuncu olan Louie Anderson kendi hayatını anlatırken, başarılı bir sanatçı Bill Kopp Eek the cat ve Mad Jack the Pirate'ı yapıyordu. Haim Saban hemen hemen her güzel şeyin arkasındaki adamdı. Power Rangers, Saban's Pinokyo, Müfettiş Gadget ve Saban's Peter Pan bunlardan birkaçı.

Özellikle 3. dünya ülkelerindeki çocukları daha fazla etkilemesinin nedeniyse tüm dünyada çocuklar için bir kanal varken Türkiye'de ilk defa çocuklar için bir kanal açılıyor olmasıydı. 

Bir neslin hayal gücünü azımsanamayacak şekilde arttıran Fox Kids, Disney'e satılınca tüm güzel işler de ortadan kayboldu. Günün birinde el emeği yüksek bütçeli çizgi filmler belki yine geri gelir. onlar gelene kadar biz yine eski bölümlerle idare etmeye çalışacağız. 

OZMO

  


Ozmo ile İngilizce öğrenme setlerinin kimseye İngilizce öğrettiğini sanmıyorum fakat çizgilerine bakmak bana keyif verirdi. Düşününce, dönüp bakınca, sinir bozucu bir tavrı vardı Ozmo'nun. Çizgi filmde pek öyle gösterişli bir iş değildi. Yine de hafızamızda kıyas yapacak görseller bulunmadığından olacak Sabah gazetesinin verdiği bu dergi hepimizin hoşuna gitmişti. Ailelerin çocuk bakıp vakit geçirsin, bir şeyler öğrensin diyerek vakit geçirmesine izin verdiği bir kitap serisi. Bugün gazeteler böyle şeyler vermiyor. Çocuk dergileri de her şey gibi pahalı. Ozmo çocukluğumun tuhaf bir karakteri olarak hafızamda hep kalacak. Çocuklar için bir şeyler yapılmaya çalışılan geçmiş yılların bir hatırası olarak tabii. 

Telkinler Nisan 2023

  




    Şu sıralar ne bulsam okuyorum. Ne bulsam dinliyorum. Ne bulsam dediğime bakmayın, iyi şeyler keşfetmeye çalışıyorum. Queen'in ilk albümü ve Soungarden'ın ilk albümündeki pek kıymeti bilinmemiş şarkıları dinliyorum. Aralarından biri benim şarkım olsun istiyorum. (Böyle küçük bencilliklerim var.) Çok okuduğum için öteki şeylere pek vakit kalmıyor. Yazmak ve okumak sonsuz bir döngü. Bu hem iyi hem de kötü şeyleri kaçırabiliyorum. 

   Bir süredir geç saatlere kadar yazıyor. Eski bir alışkanlıkla erken kalksam bile kaldığım yerden yazmaya devam ediyorum. Bazen de tembellik edip saatlerce müzik dinleyebiliyorum. 24 Saati değerlendirme konusunda takıntılıyım. Hayatı kaçırdığımı söyleyen dostlarım oluyor. Katılmıyorum. Kitaplara, müziğe, sinemaya ayrılmış bir hayat asla kaçırılmaz. Olsa olsa ritmi değişir. Hayatın ritmi de ayrı bir konu zaten.

Neden Rocko'nun Modern Yaşamını Seviyorum?

 

Yıllardır modern çağa girdiğimizi söylesek de pek az film, dizi ve animasyonda bunu güncel olarak görebiliyoruz. Modern sorunlarla uğraştığını söyleyen çoğu yapım modernliği karşılayamıyor, yanlış yorumluyor, eline yüzüne bulaştırıyor.

Rocko's Modern Life günümüz dünyasına yabancı bir bakış getirmek için, karakterleri geçmişten günümüze akıllıca taşıyor. Arzuları, istekleri ve söyledikleriyle çağın vebasını en iyi şekilde görselleştiriyor. Sadist televizyon şovları, park yeri macerası, petrollü plajlar, insandan daha akıllı ev aletleri, evcil hayvan sorunu... 

Günceli yakalamak, onunla alay etmek zor iş. Mizah zaten başlı başına ayrı bir uğraş. Bunu bir de olay örgüsüne yedirmek farklı bir deneyim istiyor. Günümüzde uygulamalarda bulunan şakalar uçup gidiyor, güldüğümüz bir şeyi iki hafta sonra unutuyoruz. Nihayetinde espriler yeni bir buluş taşımıyor. Bizi güldüren şey uyumsuzluk ve abartma oluyor. Rocko's Modern Life nasıl bu hale geldiğimizi, ne beklediğimizi, hem üretici hem de tüketici eksenince mizahi bir dille anlatıyor.


Smallville Afişleri

 Reddit'te gördüm. Çok beğendim. Çok sevdiğim ve beraber büyüdüğüm bir diziydi.















10 Nisan 2023 Pazartesi

Çağdaş Zanaat Müzesi

Giriyoruz dolaşıyoruz. 
Fotoğraf çekiliyoruz. 
12 punto yazıları okuyoruz. 
Hemen de bir kulp takıyoruz. 
Yine de sanattır diyoruz. 
Belki biz anlamıyoruzdur.
Yorumları okuyoruz. 
Fotoğraflarımızı paylaşıyoruz. 
Baktıkça belki bir şeyler anlarız diyoruz. 
Diyoruz da diyoruz.



9 Nisan 2023 Pazar

Unutamadığım Oyunlar


 Jackie Chan Stuntmaster: Jackie Chan'in tüm filmlerini onlarca kez izlemiş biri olarak bu oyun benim için başyapıttı. Şüphesiz Ps1'de en çok vakit geçirdiğim oyunlardan biriydi. Dövüşürken Jackie'nin hareketlerinin bu kadar gerçekçi yapılması beni hala şaşırtır. Oyunu her şeyiyle bitirdiğinizde (ya da hile kullandığınızda) Jackie'nin hareketlerinin nasıl kayda alındığını izleyebiliyordunuz. Dövüşlerin arkasından kısa bir ara video sonrası sizi kovalayan bir kamyonla harşı karşıya kalıp Uncharted gibi koşmaya başladığınız sahnelerde kontrolün size verilmesi oyunun en etkileyici yanlarından biriydi. O zamanlar YouTube olmadığından her şeyi sinir olarak sizin çözmeniz gerekiyordu ve pek eğlenceli bir durum değildi. 

1 Nisan 2023 Cumartesi

Mart 2023 İzlencesi



Bu ay film yerine daha çok dizi izledim. İyi de oldu.

Saving Mr.Banks: Poppins sevenler için güzel.

Behind Enemy Lines: Zor bir konu. 

Prop Culture: Karayip Korsanları bölümü ilgimi çekti.

Fleishman is in Trouble: İlk bölümün girişini sevmiştim ama olmadı. Anlatıcının ilginçliği çekimlere yansımamış. Zaten o ilginçlik de kalıcı olmadı.

Last of Us: Oyunu sevmemiştim. Diziyi de sevmedim.

24: İlk sezonu ilk yarısından sonra çok düşüşe geçti.

Avatar Way of Water: İlki Kurtlarla Dans'a benziyordu. Bu da birkaç filmi bana anımsattı. Balina avcılığı tamamen filmle alakasız. Senaryoyu aile bağlarına odaklamayı tercih edip yeni bir kötünün oluşumuna ayırmış. Bence olmamış. Sonraki filmler için bir düşmanın yaratılışını izledik ama etkili bir düşman olamadı gibi.

Ted Lasso: İkinci bir şans verdim. Epey sevdim. Söz oyunları çok güzel. Karakter gelişimi de öyle.

1 Mart 2023 Çarşamba

Şubat 2023 İzlencesi


Knives Out: Bir daha izledim. Ana de Armas'ın da bunda katkısı oldu. Türe yenilik getirdiği kısımlar ilginç, güzel buluşlar var. Olay örgüsünü taşıyan merak unsuru güzel kamçılanmış. Glass Onion bundan yoksundu.

All About Eve: Yeniden izledim. Bu defa daha çok sevdim. Bunun formülünü alarak yerli Netflix projesi çekenler Eve'i hiç anlayamamış. 

The Great Buster: A Celebration: İyi bir hayat. Güzel bir hayat. Ölümünü anlattıkları kısımdan sonra insan odağını kaybediyor. Keşke o kısmı sona bıraksalarmış. Sinemaya yön veren Buster hakkında güzel bir belgesel. Jackie Chan dışında bu türün peşinden giden kimse neden olmadı?

Babylon: La Dolce Vita + Once Upon A Time in Hollywood + Hail Caser!

Normal People: Övüldüğü kadar beğenemedim fakat neden övüldüğünü ve beğenildiğini anladım.

Superstar Robin Williams: İnsanları güldüren güzel insanların trajik sonu. Keyifle izledim.

31 Ocak 2023 Salı

2023 OCAK İZLENCESİ





Decision To Leave: Girişi güzeldi fakat yönetmenlik yer yer aksadı, olay örgüsü şekillenir diye bekledim. Olmadı. Vasat.

Târ: Olay örgüsü ilginç bir şey vaat etmedi. Vasat.

Memoria: Arthouse adıyla vasatın altında çıkan yapımlardan. Sevmedim.

Triangle of Sadness: Eh meh peh. Sanat filmi klişelerinin aşuresi ama belli bir kalitenin üstünde kalmayı başarıyor. Girişteki satirik dili korusaymış severdim. Gemi ve ada sekansları tamamen klişelerden ibaret, yeni bir şey söylemiyor. Vasat.

White Noise: Anlaşılmayan uyarlamalardan. Sevdiğim yerleri oldu. Vasat.

1 Ocak 2023 Pazar

2022 ARALIK İZLENCESİ

 


Wednesday
: Çok beğendim. Fragmanlarından böyle bir şey çıkmasını beklemiyordum. Tim Burton ilk dört bölümü kendi yönetmiş, epey belli oluyor.
Guillermo Del Toro'dan Pinokyo: Hala ilk Disney versiyonunu seviyorum. Daha sert olmasını beklerdim . Over the Garden Wall dokunuşu hissediliyor.
The Banshees of Inisherin: İzlediğim en ilginç şeylerden biriydi.
Amsterdam: Yönetmenlikte bir sorun var. Başı ve sonu iyi olduğu için güzel hissettiriyor. Hak ettiği gösterişe sahip bir olay örgüsü yok.
Glass Onion: İlk filmden daha akıcı. Filmin ilk yarısı uzun bir kuruluş yapıyor. Yazlık yerde geçen filmlerin bir tembelliği oluyor sanki. Bir de mekanın göz alıcı olmayışı beni itti biraz. Fakat filmin ikinci yarısı işi toparlıyor.
Sick of Myself: Norveç ve komşu ülke filmlerinde tutturulan belirli çekim standardını görmezden gelmek mümkün değil. Yine de benim önemsediğim insani meselelere yeni bakışlar getirmek yerine aynı rahatsız edici sinemayı sürdürmeyi tercih ediyorlar.